İstanbul Ticaret Üniversitesi

İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Ticaret Odası Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı tarafından 2001 yılında kurulmuş İstanbul’un önde gelen semtlerinden Eminönü, Sütlüce ve Küçükyalı’da konumlanmıştır.

Küçükyalı kampüsünde uygulamalı bilimler ve mühendislik fakültesi bulunmaktadır. Bir sene boyunca kendisini eğitim ve öğretime adamış olan öğrenciler için coşma zamanı olan bahar şenlikleri de burada yapılmaktadır. Küçükyalı otobanının kenarında olduğu için pek öğrenciye hitap eden mekanlar olduğunu söyleyemeyeceğiz.

Eminönü kampüsünde ise ünüversiteye yeni başlamış olan daha mini mini birler bile denecek sıfatı olmayan hazırlık öğrencilerine eğitim verilmekte ve aynı zamanda yüksek lisans eğitimi de yine burada verilmektedir.

Sac ayağının üçüncüsü olan Sütlüce kampüsü biraz daha modern bir yapıdır. İletişim ve ticari bilimler fakülteleri buradadır. Haliyle üniversitenin en kıyak öğrencileri de Sütlüce kampüsündedir.

Sütlüce ve Eminönü kampüslerinde sağlık merkezi olması Küçükyalı kampüsünde bulunan öğrencilerin aşağılık komplesine kapıldıkları söylentilerine sebep olsa da asılsız dedikodulardır bunlar.

Üniversitenin en güzel prestiji elbette İstanbul Ticaret Odası avantajıdır. Bu sayede mezunlar daha kolay iş bulabilmekte. Hele bir de parlak bir öğrenciyseniz havada kapıldınız demektir.

Yine güzel bir bilgi; pek çok film yarışmasında ödülü vardır. Başarının tesadüf olmadığına inanıyorsak üniversitemizin hakkını vermeden geçemeyeceğiz.

Eğitim kalitesinin iyi olmasının yanında hocalarında samimi olması öğrenciler için büyük avantajdır. Üstelik diğer özel üniversitelere göre ücreti de daha düşüktür. Diğer özel üniversiteler gibi paragöz bir üniversite değildir yani.

Ailenizden birinin İTO’ya üyeliği varsa hatta daha da karlı çıkar ve %15 burs bile alırsınız okuldan.

Bu kadar artı saydık diye hemen bulutların üstünde uçmayın. Gelelim eksilere.

Pek fazla kulüp etkinliğine rastlamak mümkün değildir. Hani zaten ben ilim aşkıyla yanıp tutuşuyorum, aktivitede neyin nesi diyorsanız o zaman sizin için sorun yok elbette.

Bürokrasi o kadar yavaş ilerler ki en sonunda pes edersiniz ya da diplomanızı alacağınız zaman sonuca ulaşmanız bile mümkün biraz abartacak olursak. Hatta işiniz hiç yapılmaz desek haksız sayılmayız. Yine ne yazık ki öğrenci söz sahibi değildir.

Küçükyalı kampüsünde ne yazık ki bütün sene ihmal edilir. Sene sonunda da hadi ağlamayın diyerek bahar şenliklerinin orada yapılmasıyla göz boyanır.

Genel olarak baktığımızda geldiğinize pişman olmayacak gibisiniz. Tabi bürokratik bir işiniz olmazsa J

Hadi hayırlı olsun.

​İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi “Vatan Sağlık ve Eğitim Vakfı” (VASEV) tarafından 2009 yılında İstanbul’da kurulan bir vakıf üniversitesidir.

Sahibi hastaneler kralı Azmi Ofluoğlu’dur. Zaten ana yerleşkede kendi adını taşımaktadır. 7 katlı bir bina olan yerleşke de atölyeler, tv stüdyosu, fotoğraf stüdyosu, kütüphane, konferans salonu, dans salonu, yemekhane ve kafeler bulunmaktaymış. Bulunmaktaymış diyoruz çünkü öğrencilerinden gelen serzenişlere göre etrafta takılınacak mekan olmaması, yemek yemek için sadece tabldot lokantaların olduğu bu yüzden de çevresiyle büyük bir dezavantaj oluşturması durumu söz konusu imiş.

Ayrıca fotoğraf galerisi ile göz doldurduğunu da söylemeden geçemeyeceğiz. Gayet gösterişli ve gel bende oku diyen bir havası var. Ama havaya kapılmamak gerekiyor ki olurda ödemeniz gecikir vs bir aksilik olursa sınav notlarını gizleyerek tahsilat yapıldığı söylenmekte çünkü. “Ha ben günü gününe öderim babamın parası zaten çok” diyorsanız o ayrı konu tabi.

Binanın dış cephesinde yazılı notlara bakılırsa gayet samimi ve sıcak bir havası var; sonunda gülücük olan duyuruları ile sempati ile antipatiyi birlikte üzerine çeken üniversitede en büyük kaos konusu ise çalışanlara maaşların geç ödenmesi. Yine aynı mıdır bilmiyoruz ama 2013 yılında bir hocanın “maaşım ödenmiyor” diyerek dersten çıkması üniversite adına büyük bir rezalet olsa gerek.

Mezunlarımız iş bulamazsa biz onlara iş buluruz diyerek iş garantisi veren üniversite hakkında haliyle “ iş sözü veriyoruz, maaş değil demek istiyorlar” herhalde yakıştırmaları yapılması da gayet normal görünüyor.

Son söz olarak şunu belirtelim ki ne yazık ki ulaşım kolaylığı dışında olumlu bir yorum göremediğimiz üniversite ile ilgili son karar elbette size ait ama göz göre göre de kendinizi ateşe atmayın hani. J

Başkent Üniversitesi

Haberal Eğitim Vakfı ile birlikte kurulması kararlaştırılan Başkent Üniversitesi 1994-1995 eğitim ve öğretim yılında, Tıp Fakültesi Tıpta Uzmanlık Eğitimi, Hemşirelik Yüksekokulu ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi Meslek Yüksekokulu programlarında eğitim ve öğretim faaliyetlerine başlatılmıştır. Ankara Eskişehir Devlet Yolu 20.km’de Bağlıca Köyü mücavir alanındadır.

Üniversite Öğrenci Yurtları 3 blok olup çift kişilik, tek kişilik, tek ve çift kişilik corner odalar olmak üzere hizmet vermektedir. 1 blok erkek öğrencilere diğer 2 blok ise kız öğrencileri yönelik hizmet vermektedir.
Engelli öğrenciler için özel odalar mevcuttur. Yurtlar kampüs içerisinde olup şehir merkezi ile ulaşım ücretsiz olarak üniversitemiz servis araçları ile sağlanmaktadır.

Yurt kompleksi için seçenekli yemek yenebilecek Tabldot Yemekhane ve Alakart Cafe, Bankamatik, Kartlı Telefonlar, Market, Bilardo Salonu, Bay Bayan Kuaför-Güzellik Salonu, Mescit ve Çamaşırhane ( yeterli sayıda çamaşır makinesi, kurutma makinesi ve ütü ) bulunmaktadır. Yurt binasında 24 saat ücretsiz hizmet veren Öğrenci Sağlık Merkezi bulunmaktadır.

Özellikle hukuk, sağlık bilimleri, tıp ve ya diş hekimliği bölümlerinin eğitimi çok iyi olduğu söyleniyor ancak diğer bölümler için bu garantiler verilmiyor okuyan öğrenciler tarafından. ODTÜ ile aynı kitapların okutuluyor olması elbette büyük avantaj.

Öğrenci profili ile ilgili olarak ne yazık ki olumsuz yorumlar çok fazla, concon tiplerin ve özellikle de ayna düşkünü kız öğrenci profilinden bahsediliyor ve şöyle ekleniyor; “bu okulda moda bilgisi dışında bir şey öğrenemezsiz.”

Yine okulla ilgili bir diğer olumsuz yorum ise özel üniversite mantığını çok iyi oturtmuş olması. Yani hem kendi ücreti oldukça yüksek hem de okul içinde harcayacağınız mebla oldukça yüksek. Ha benim “babamın parası çok olsun yeaaa” diyorsanız o başka.

Bir diğer şikayet ise, kampüsünün küçük olması sebebiyle ders biter bitmez herkesin okuldan ayrıldığı ve bu yüzden kampüste yaşam kalmadığı ve sosyal ortamdan yoksun olması.

Unutmamak gerekir ki geleceğinizi şekillendireceksiniz ve hayata atılacaksınız. Ne paranız kurtarır sizi ne de güvendiğiniz dağlar, dememiz o ki eğitim önemli. Tercihinizi yapmadan önce iyice araştırıp ona göre karar verin. Şu da bir gerçek ki eğitim sistemimizde aksaklıklar olduğu ve hemen hemen tüm üniversitelerde idare ve öğrenciler arasında iletişim sıkıntısı yaşandığı bir gerçek. O yüzden de fazla gaza da gelmeden, reklamlara da kapılmadan adam akıllı düşünün ve tercihinizi ona göre yapın.

İmaj hiçbir şeydir, eğitim her şey. Cehaletini yen. J

29 Mayıs Üniversitesi

İstanbul’un en güzel semtlerinden Üsküdar’da denize nazır, ulaşım kolaylığı ile de artılara sahip olan 29 Mayıs Üniversitesi, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 2010 yılında kurulmuştur. Boğaziçi Köprüsü’ne, metrobüse yürüme mesafesinde bulunuyor. Yine kampüse yakın bir konumda bulunan Marmaray’la Avrupa ve Asya yakası arasında çok hızlı seyahat etmeniz mümkün.

Diyanet Vakfı tarafından kurulması biraz ön yargılara sebep olmakta ama üniversitedeki bölümler arasında İlahiyat Fakültesinin olmayışı ise dikkat çekmektedir.

Aldığımız duyumlara göre öğrencilerine değer veren bir üniversite olduğu söyleniyor. Hele ki burs fiyatlarının 250 – 2000 arası değişmesi üniversiteye karşı iştahların kabarmasına da vesile oluyor desek doğru olur.

İSAM’ın kütüphanesi öğrencilerin hizmetine sunulmuş ve düzenli toplantı ve aktivitelerden yine öğrencilerin faydalanmasına imkan tanınmıştır. Bu sayede pek çok araştırma ve ilmi konuda öğrenciler İSAM’ın çatısı altına da alınmış olmaktadır.

Eğitim kalitesi ve hoca kadrosu da oldukça iyi görünüyor; Bilkent’ten, Boğaziçi’nden, Augsburg’dan, İtalya’dan hocalar mevcut.

Kampüste sağlık ünitesi, spor sahaları, konuk evlerinde masa tenisi alanları mevcut. Yerleşkede çay ücretsiz verilmekte. Pek çok vakıf üniversitesine oranla oldukça iyi bir haber bu.

2015-2016 Akademik Yılında üniversiteye kabul edilip kayıt yaptıran tam burslu öğrencilere “Ücretsiz yurt” (kahvaltı ve akşam yemeği dahil), bu imkândan yararlanmak istemeyenlere dokuz ay süreyle aylık standart şehir içi ulaşım ücreti sunulacağı söylenmesi ise kaçırılmaz fırsat olarak görünüyor.

TDV’ye ait olması üniversiteye pek çok artılar kazandırmış görünüyor. Tek sorun ön yargıların yıkılması ve eğitim kalitesinin korunması ve daha da iyileştirilmesi.

İşin komik kısmı ise Diyanet ile cemaatin karıştırılması, onun dışında bir sorun yok gibi. J

Acıbadem Üniversitesi

Özel üniversiteler içinde en iyi reklamı yapan ve şık tasarımlarıyla gel bende oku diye bas bas bağıran bir üniversitedir kendileri.

Bir kütüphane ancak bu kadar şık olabilir, sırf oturmak için bile gitmeye değer hani işiniz gücünüz yoksa bile.

Araştırma laboratuvarları keza yine öyle. Hem kendi bünyesindeki araştırmacılara hem de başka üniversite ve kurumlara hizmet vermektedir.

Koşu Parkuru, Uluslararası standartlarda Squash Kortu, Kardiyo-güç geliştirme sistemleri ve serbest ağırlık istasyonlarının bulunduğu Fitness Salonu, Spinning Stüdyosu, Plates Stüdyosu, Yarı Olimpik Yüzme Havuzu gibi tüm sportif faaliyetleri yapabileceğiniz çok amaçlı spor salonuna sahip olması da yine işin güzel kısımlarından biri.

Yine üniversite bünyesinde aktif öğrenciler için pek çok kulüp bulunduğu rivayetleri de okula karşı iştahları kabartıyor muhakkak.

Gelelim kampüste vakit nasıl geçer konusuna, hani siz öğrencisiniz bilmem hatırlıyor musunuz ama hadi yine de boş zamanlarınız için nasıl vakit geçirirsiniz biraz tüyo verelim.

Öğrenciler ve çalışanlar; açık büfe kahvaltı ve öğle yemeği (tabldot) haricinde pizza çeşitleri, makarna, dürüm, zeytinyağlı yemekler, salata, tatlı vb farklı tatlarla Cafe Aplus’ta buluşuyor.

Ben özel öğrenciyim keyfimden ödün veremem diyen sevgili üniversitelilerimiz için Starbucks mis gibi kahveleriyle sizi bekliyor.

Acıbadem Üniversitesi’nde ayakta sağlık hizmeti veren bir sağlık merkezi mevcuttur. Merkezde ihtiyaç duyan öğrencilere psikolojik danışmanlık desteği de verilir. Amaç önce boz, sonra tamir et yani. J

“Öğrenci Yakınlarını Tanımlama” sistemi ile Acıbadem Üniversitesi öğrencileri ve yakınları Acıbadem Sağlık Grubu’nda yer alan hastaneler ve tıp merkezlerinden indirimli olarak hizmet alma hakkını verilmektedir.. Hadi burdan da yırttınız diyeceğim ama zaten okulun aldığı ücret yedi sülalenizi ömür boyu tedavi ettirecek cinsten olduğu için, o kadarcık da yapsın yani diyoruz.

Yine özel üniversitelerdeki tutarsızlık örneklerinden biri olan iki yılda bir zam açıklamasına karşın her yıl yapılan zamlarda işin cabası. Üniversiteye ödeyeceğiniz para ile hastane bile açmanız mümkün, o kadar yani. Bu kadar maddi imkanınız varsa sorun yok, ama yoksa biraz uzaktan bakmanız şiddetle tavsiye olunur. Ta ki, 18 yıl önce Acıbadem hastanesinde doğduysanız o başka. Çünkü böyle bir durum varsa %100 burslu olarak okuma imkanı sağlıyorlarmış.

Bir diğer güzel olanağı ise mezunlara iş olanağı sağlamaları.

Genel olarak verdiği eğitim iyi olan üniversite de klasik resmi işlemlerin doğru yürümemesi sorunlarını saymazsak pek fazla sorun yok gibi.

Bir de duyduğumuza göre çok sesi çıkan öğrenciler pek sevilmiyormuş yönetim tarafından. Hani okumaya karar verirseniz şayet uslu çocuk olun.

Hem kim bilir, belki o zaman şirinleri bile görebilirsiniz. J

Kadir Has Üniversitesi

Kadir Has Vakfı tarafından 1997 yılında yaptırılmış olan üniversite tamamen zengin çocukları için açılmış gibi görünüyor.

Bahçenin küçük olması olumsuz gibi görünse de rivayetlere göre sırf öğrenciler birbirleriyle daha samimi olsun diye böyle planlanmış. Ama konumu gerçekten de şahane desek belki bahçeyi görmezden gelebiliriz. Hem manzara zenginliği hem ulaşım kolaylığı artılarıdır. Tabi şu da var ki artık İstanbul’da ulaşım sorunu olan yer yok J

Öğrenciler için en güzel tarafı zengin bir kütüphaneye sahip olması, çalışkan öğrencilerimiz mahrum kalmasın diye aradığınız tüm kitapları neredeyse bulabilirsiniz. Hocalar noktasında da yine oldukça başarılı bir okul. Ama aynı başarıyı teknik çalışanlarda gösteremediği rivayetleri mevcut.

Söylentilere göre okul sitesiyle ilgili görevli alkolün etkisiyle rektör Mustafa Aydın yerine, Aydın Üniversitesi mütevelli heyeti başkanı Mustafa Aydın’ı siteye koyup yayınlamış. Hani bu tarz bir durumla karşılaşırsanız şaşırmayasınız diye uyaralım dedik. Bu tür hataları bizden de bekleyebilirsiniz : ) İnsanlık hali, olur : )

Yine sparks denilen illet bir sistemle öğrenci işkence tekniği kullanıldığı söyleniyor. Bu konuda ekşi sözlükte bilgilerini bizimle paylaşan, Hippi jojoba şöyle diyor: “sparks sistemi ile, interaktif hizmet kalitesini yozgat üniversitesi standartlarına çekmiş güzide okulum. milletten her sene otuz bin lira para alan bir okulun bile böyle rezalet bir sistemle öğrencilerini mağdur etmesi anlaşılır gibi değil, bu okulda okumak için bir de para ödüyor olsaydım okulda cıngar çıkartırdım diye düşünüyorum. “

Yine görüşlerini paylaşmadan geçemeyeceğimiz bir isim var; “cokanonimbirvaroluscuyum” ekşi sözlükte şunları paylaşıyor.

“yemekhaneler öğrenci için değildir, bildiğin üniversitemizin zengin çocuklarına hizmet verdiğini görüyorsun uzaktan uzağa, sen yerden çer çöp falan yiyorsun ( abarttım da yani yaklaşık öyle bir şey ). bir arkadaşım hep sandviç getiriyordu yanında, parası yoktu. sağlığını bozuyor yani insanın. arkada da martı döner falan var. ben yemiyorum çünkü et tüketmiyorum. arkada fırın var. bir hafta oradan çiçek ekmek alıp da idare ettiğimi biliyorum. çünkü bazı bölümlerde acı olan şudur ki milyarlar falan harcaman gerekiyor dönem içinde. iletişim fakültesinden bahsetmiyorum. neyse yani, aç kalabilirsiniz, yandaki cafeler okuldan daha pahalı çünkü. bakkaldan abur cubur alıp sağlığınızı bozmanız da mümkün.

olumsuzlukları saydım. şimdi geldik iyi noktalara.

kitlesi spastik değil çoğunlukla, iyi işler çıkaran, bir yerlere gelecek insanlar var. çok yönlü çok insan tanıdım. ha düz insanlar, gerizekalı tiki kızlar falan yok mu var, ama onlar her yerde var.
bağlantıları çok. para var zaten.

nihayetinde temel ihtiyaçlarının bir kısmını okulda, paran varsa karşılayabilirsin. korkma ama su sebilleri falan var. beleş. öğrenci kahve makinesi var, d blok tarafından amfiye çıkarken orada. yemekhanede de çin işi huşimarto ( salladım ) falan yemiyorsun. ne çıkarsa onu yiyorsun. makarna, pilav, çorba falan, yemediğin şeyler değil yani. ha okuldan dışarıda bir de pilavcı var, ucuz, herkes de bilir.

bizim bahçenin adı amfi ve ora dumanaltı bir yer. sigara içiyoruz orada biz. off pfff falan yapacaksan götümüzün dibine girmeyebilirsin. içeride zaten içemiyoruz, dışarıda içemiyoruz sarı bantlar falan var,el mecbur geliyoruz oraya, sigarayı bırakmamı da istemesin kimse yani öeh. bırakılmıyor işte. başlamamak lazım.

yol uzaksa aylık akbil yaptır yoksa 2318790856770363 lira falan ödeyebilirsin yola, arada taksime, eminönüne çıkacaksın hesapla işte. istemesen de çıkarsın bi süreden sonra, diyeyim.

neyse ben çok konudan konuya atlarım. iletişim okuyacaksanız gelin ama dediklerimi göze alın. sanat ve tasarım okuyacaksanız direkt gelin. grafiği kapattılar ama haberiniz olsun, iletişim tasarımına geleceksiniz artık. öpüyorum. arrivederci! “

Oldukça eğlenceli geldi bize, biz okuduk geçtik ne de olsa. Artık sizin tepkiniz nasıl olur bilmiyoruz. Okuyacak olan sizsiniz.

Ha bir de işin en komik yanı ise; 2014 yılı mezuniyet programı havanın yağmurlu olacağı bilinmesine rağmen yapılacağı açıklanmış ama o gün gelince yağmur sebebiyle iptal edilmiş. İki üç gün boyunca her gün yapılacak rivayetleri yersiz çıkmış. Ve daha da trajikomik olansa bir önceki yılda aynı olay yaşanmış. Yani sonuç şu ki; mezun verdiği halde mezuniyet töreni yapamayan tek üniversiteye hoş geldiniz. J

Avrupa Meslek Yüksekokulu

Yüksekokul, 2010-2011 akademik yılından itibaren eğitim – öğretim faaliyetlerine başlamıştır. Avrupa Eğitim Vakfı tarafından İstanbul Avrupa yakasında Kazlıçeşmede kurulmuştur.

Meslek yüksekokullar sınav stresi yaşamadan meslek liselerinin sınavsız geçiş yaptığı ve daha çok lisenin devamı niteliğinde kurumlar olmasının hem avantajları hem de dezavantajları Avrupa Meslek Yüksekokulunda da görülmektedir.

Düz lise mezunlarının hali ile biraz zorlanacağını söylemeye gerek var mı bilmiyoruz ama elbette çalışma ile halledilmeyecek zorluk yoktur, bunu da nasihat ettikten sonra hakikaten de lise havasını devam ettiren okul hakkında öğrencilerinden gelen traji komik yorumları paylaşmak istiyoruz.

“ Yeni kayıt yaptıracak bir öğrenci soruyor: voleybol takımı var mı? Diğeri cevap veriyor: futbol sahası bile yok.”

“Birinci katın camları çivili okul, Türkiye’de tek üniversiteyiz yarım metre camdan düşüp bi yerini kırma ihtimalini bile hesaplayıp önlem almışlar.”

İlk mezunlardan biri şöyle yorum yapmış: okulun bahçesi bile yok. Bunun üzerine ikinci yıl mezunlarından biri şu cevabı veriyor: ben ikinci yıl mezunuyum, öğrenci bile yoktu.”

“Akademik kadro açıklandığında öğrencilerin verdiği komik tepkiler görülmeye değer. Okulda bu kadar hoca var mı, biz niye görmedik? Okulda bu kadar hocayla biz sığmayız bile okula.”

En kötüsü ise liseli havasından çıkamayan öğrencilerin küçük sınıflara büyüklük raconları kesmeleri. Bu tabloya baktığınızda burası şimdi üniversite mi, çağdaş bir eğitim kurumu mu demekten kendinizi alamıyorsunuz ne yazık ki.

Büyüyün ama gençler lise biteli çok oluyor. : )

MEF Üniversitesi

2014-2015 Akademik Yılı’nda ilk öğrencilerini alan MEF Üniversitesi, farklı eğitim-öğretim modeli ile bir çığır açmayı planlamakta gibi görünüyor. MEF Üniversitesi Flipped Classroom eğitim-öğretim modelini üniversite düzeyinde tüm programlarında uygulayan dünyada ilk ve tek üniversitedir, öğrenci için çok verimli olduğu ve geliştirici etkisinden bahsediliyor ve diğer üniversitelere de örnek olunacağı söyleniyor. Umarız öyle olur elbette.

Yeni bir üniversite olduğu için hakkındaki spekülayonların haddi hesabı yok gibi. Bir grup tarafından göklere çıkartılırken bir grup tarafından yerin dibine sokulmakta. Savunanlara paralı asker, yere vuranlara ise karalamacı yakıştırmaları almış başını gidiyor.

MEF Üniversitesi Arıkanlı Holding tarafından kurulmuş olması da yine bir kesim tarafından başarılı bulunurken bir diğer kesim tarafından eleştirilere sebep olmaktadır.

Bir grup eleştiredursun üniversite Arıkanlı Holding çalışanlarına bursuna ek olarak %25 indirim veriliyormuş. Paralarımız yabancıya gitmesin J Bu da işin hoş kısmı aslına bakarsanız.

Bilinen şu ki, MEF Okulları ve MEF Dershaneleri başarılara imza atmıştır evet ama bu başarı üniversite de ne derece etkili olur bilinmez elbet.

Akademik kadrosunun güçlü isimlerden oluşması ise açılış için gayet iyi bir prestij oluşturmuş gibi görünüyor.

Sadece bir sene eğitim vermiş olan bir üniversite için çok başarılı ya da berbat demek doğru olmaz elbette ki. Bu yüzden üç beş sene sonra hep birlikte göreceğiz neler olduğunu. O zamana kadar temkinli olmakta fayda var diyor ve adımlarınızı düşünerek atın her zaman diyoruz.

Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu

Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu, İstanbul’un her iki yakasından kolayca erişilebilen Kavacık’ın merkezinde yer almaktadır.

Kuruluş amacını;

Çağdaş ve rekabetçi lojistik politikalarının oluşturulmasına katkı sağlamak,

Ürettiği bilginin kalite düzeyi ile ülke ekonomisine katkı sağlamak,

Süreçlere hakim, operasyonları kesintisiz yürütecek beceri ve deneyime sahip mesleki gelişimini tamamlamış personel yetiştirmek.

olarak açıklayan yüksekokul çoğu üniversiteye göre kendini ispatlamış durumdadır eğitim yönünden. Akademik kadrosunda oldukça iddialı isimler mevcuttur.

Barıma konusunda ne yazık ki öğrenciler için yüksekokula ait bir yurt imkanı yoktur. Öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak için Kredi ve Yurtlar Kurumu ile M. E. B. Yüksek Öğrenim Özel Öğrenci Yurtları bulunmakta.

ÖSYM Bursu karşılıksız olup, hazırlık sınıfının zorunlu olduğu programlarda hazırlık sınıfında geçirilecek bir yıllık süreyi de kapsar.

Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu programlarına kaydını yaptıran öğrencilere aşağıda belirlenen oranlarda burs sağlanır.
a) %10 Öğretmen ve öğretim elemanı çocuğu bursu,
b) %10 Kardeş bursu,
c) %10 Beykoz ilçesi orta dereceli okullarından mezun öğrenci bursu,
d) %25 Milli sporcu bursu,
e) %25 Şehit ve Gaziler ile eş ve çocukları bursu,

İngilizcenin yetkin olduğu sektörde mezun olduktan sonra iş bulma durumunuz tamamen İngilizcenizle alakalı. Ya bu dili öğreneceksiniz ya da sektör değiştireceksiniz.

Meslek yüksekokul hakkında bizim söyleyeceklerimiz bu kadar ama gelin isterseniz işi uzmanı olan ekşi sözlük yazarlarından “icemanr’a” bırakalım.

“ Tam bir ticarethanedir… Ayaküstü öpmesiyle meşhurdur.
Efenim eğitim odaklılığından çok öğrencinin velisinin cebindeki paraya odaklıdır her özel okul gibi…
Öss tercihlerinde tam ve yarı burslu seçenekleriyle potansiyel öğrenciler için pusuyu atarlar…
Öğrenci okula girer öder gerekeni neyse…
Yaz sezonu öncesi erken ödeme diye kampanya yapar ama muhtemel gelecek dönem fiyatının altında gibi görünür.
Neyse ödemek istersin, ama taksit yapmaz, tiko vercen hacı der, kredi kartiyla taksit yap istersen der ama kredi kartına %30 civarı komisyon koydurtur..%10 falan neyse de 5bin liralık harç olur sana 6500tl… vuhuuuuu çılgın dimi..

hadi nakit bulur ödersin…
Sonra staj yapacağın günleri belirlemen için git staj yapacağın yerden evrak al getir derler, ok, ama stajı orada belirttiğin tarihlerde yapacaksın derler.
Fakat bunu önceden belirlemek istemezsin çünkü dersten kalıp kalmayacağını, yaz okuluna gidip gitmeyeceğini bilemezsin.
Neyse ağustos yazarsın bir şekil halledersin diyelim.
Ama derslerin sonuçları açıklandığında bir bakarsın teslim ettiğin ödevlere “-1” gibi not düşmüşler ve Sınav sonuçların geçer haldeyken bir bakarsın hooop o dersten kalmışsın…
Evet evet, eğitim öğretimde “-1” not vererek sağlam puan düşürten değişik bünyeli hocaları vardır. Verdiğin ödevin de kayıp olması ve hocanın almadım diye olaydan sıyrılması da cabasıdır…

Ha bazı hocaların öğrenci sınıfta olduğu halde yok yazabildiğini, ödevleri bazen kaybettiğini, öğrencinin sorusuyla ya da yapamadığı bir hususla ilgilenmediğini falan değinmeye gerek yok uzun uzun…
özetle paranla eziyet çekebildiğin bir okul.
Dönem sonunda final sınavı yaparlar, final sonuçları açıklanmadan bütünlemelere başlarlar.
Final sonucunu görmeden bütünlemeye girersin, finalden geçtiğin ve bütünlemeye girmene gerek olmayan dersten bütünleme notun final notundan düşük geldiği için o dersten kalırsın.
Keza şartlı geçiş derslerinde bu durum olunca bir bakarsın normalde 10 dersin 6sından geçecekken 2 dersin bütle beraber notu düşünce not ortalaman düşer ve 4 dersten geçememe hali olur sana 6 ders…
Süper taktikle çoğu burslu olan öğrencileri derslerden bırakıp birer dönem uzatmasına neden olan bir yönetim var.
Ha ayrıca dönem arası 1 haftalık sömestr tatilinde de büt yaptıkları için öğrencilerin iki dönem arasında hiç tatil yapmadıklarını da söylemeden edemeyeceğim.Süper akıllı kardeşimin çok bilmişlikle “heheh burslu okuyacağım” diye seçti bu okulu, en başından beri karşıydım ki bugün bu olanları gördükçe de kendisi fark etti söylediklerimizin gerçek olduğunu ama iş işten geçti.
Du bakalım kaç dersten öptürcez kendimizi…

İstanbul Kültür Üniversitesi

1997 yılında kurulmuş olan bir vakıf üniversitesidir İstanbul Kültür Üniversitesi. Özellikle de Şirinevler’deki kampüsün fiziki şartları ne yazık ki üniversite havasını taşıyamasa da ulaşım imkanının iyi olduğu bir güzergahta.

Üniversite hakkında her kafadan bir ses çıkmakta. Mezunlara baktığınızda kimisi son derece memnun, kimisi ise lise çakması diyor. Bu yüzden de ne desek bilemedik desek yeri.

En güzel artısı ise rektörü vakıf’in yılın bilim kadını ödülünü kazanması. Bu başarı illa ki eğitime de yansımış olmalı.

Üniversite Sosyal Sorumluluk Projeleriyle öğrencilere artı kazandırmayı amaçlamış ve sorumluluk bilinçlerini kuvvetlendirmeyi hedeflemektedir bu projelerle.

En iyisi, üniversitemizi orada eğitim görmüş olan Ekşi Sözlük yazarı “a darkness coming’in” kaleminden tanıyalım.

“Ben naçizane bu bataklığa düşmüş birisi olarak yorumlarımı buraya sıralıyorum, sorularınız için sözlükten mesaj atabilir, sosyal medya ağlarından bana ulaşabilirsiniz.
Okulda 40 kişilik sınıflarda 80 kişi eğitim alınıyor önce bunu söyleyeyim. Fiziksel yapı o kadar kötü ki ufacık sınıflar her sene artan öğrenci sayısına karşı koyamıyor.
İddialı şekilde söylüyorum ki, bu okulda hukuk, inşaat mühendisliği veya mimarlık haricinde bölüm okunmaz. Bu konuda ciddiyim yalnızca bu üç bölümde okursanız tatmin olursunuz gerisi hüsran. Bunu saydığım bu bölümlerin akademik kadrosuna bakarak bile anlayabilirsiniz.
Pişmanlık – bu okulda sosyal bilimler ve eğitim bilimleri okumak. sosyal alandaki tüm bölümler(psikoloji, matematik, ingiliz dili veyahut eğitim fakültesinden pdr, ingilizce öğretmenliği falan) çok büyük pişmanlıktır. iyi akademisyen sayısı az, öğrenciye ilgi sevgi yok, verilen eğitim kitap okuma dersleri yada slayt gösterme dersleri harici pek bir şey bulamazsınız.
Bir bölüm düşünün ki derslerin hepsi slayttan gösterme yada kitaptan okuma şeklinde olsun, direkt bilgi akışı olan koskaca bölümde beş (rakamla 5) ders olmasın. sonra bu bölümden mezun olan kişiler sosyal bilimci olsun, araştırmacı olsun ne bileyim psikolog olsun. sonra bi’ de bu kötülediğimiz bölümlerin hocalarının yanına burunlarının kalkıklığından varılamasın.
iibf fakültesi genel olarak idare eder üstü hocalardan oluşsa da öğrenci kitlesi dersleri çekilmez kılıyor. 50-60 kişilik sınıflardan 10 kişi falan derse gelir, hocaların motivasyonu düşer ve dolayısıyla eğitim kalitesi düşer.
Yoksa örneğin işletme fakültesinin hocalarına bakınız internetten, tatmin edici isimler bulabilirsiniz.
Ben şimdi yukarıdaki yoruma istinaden sosyal yaşantısından da bahsedeyim. Okul zaten Yenibosna mevkiisinde çevresinde en yakın takılabilecek yerler Bakırköyde onun haricinde gidilebilecek taksim, kadıköy, beşiktaş gibi yerler 1-1,5 saat arası mesafede, okulda bahar şenliği bile olmadı bu sene. mezuniyetini de kendi oditoryumunda yaptı, bahsettiğim oditoryumda yıl içerisinde (yüksek ücretli) caz konserleri, fazıl say konseri falan oluyor bu da zaten okulun yaptığı en azından okul içerisinde olan sosyal faaliyet.
Onun haricinde okulda sosyal bir faaliyet yok. okulun en aktif kulübü gezi kulübü o da zaten her okulda var klasik aynı şeyleri yapıyorlar. onun haricinde aktif bir sosyal kulüp yok denilebilir.
Açıkcası bu okulda öğrenci olmak çok kötü bir duygu, okula 1 lira para veriyor olsam kafama sıkardım. Ama bu yazdıklarıma bakıp daha kötü olan vakıf üniversitelerini de yazmayın. para verecekseniz gidin bilgi’de, koç’ta, en kötü Bahçe şehir, Yeditepe’de falan okuyun.
Son tavsiye, hukuk, inşaat veya mimarlık değilse hedefiniz tercihiniz burası olmasın.”

İstanbul Kültür Üniversitesi hakkında en çarpıcı ve detaylı bilgiyi paylaştık. Elçiye zeval olmaz demişler. Hadi kolay gelsin. J