Akademisyen Ne Demektir?

Üniversitelerde sözü geçen ve çoğu zaman bilmediğimiz bir terimdir akademisyen. Özellikle üniversiteye yeni başlayan arkadaşlarımızın en başta bilmesini planladığımız bu yazıda akademisyenlerin kim olduklarını, ne anlama geldiğini ve nasıl olunabilir sorusunu cevaplama üzere bu yazımızı hazırlamış bulunmaktayız.

Akademisyen üniversite içerisindeki öğretim faaliyetlerinde görev alan, araştırmalar yapan ve eğitim öğretim dışındaki akademik ve bilimsel anlamdaki konuları araştıran ve kesin bilgiyi açığa çıkaran aydın kişiler olarak tanımlanabilir. Akademisyen olarak örnek verebileceğimiz kişiler ise üniversitenin araştırma görevlileri, hocaları ve hatta rektördür. Rektör de okulun hocalarından seçilmektedir. Bununla birlikte size eğitim veren Eğitim Görevlisi, Doçent, Yardımcı Doçent, Profesör gibi unvanlarda olan hocalarınız da akademisyen olarak adlandırılır.

Üniversite okuyan pek çok öğrenci arkadaşımızın dahi pek bilmediği bir ifade olan akademisyen, ifade esasına bakıldığı üzere üniversitenizde araştırma yapan, sizlere eğitim veren kişilerdir. Üniversitenin eğitim kalitesini yükselten ve eğitiminizi daha profesyonel bir şekilde almanızı sağlayan ve bunun için geliştirmeye çalışan insanlar da üniversitenin hocalarıdır. Üniversite, öğrencilere tanıdığı özgür alan kadar saygı değer hocalarımıza da geniş ve profesyonel anlamda bir özgürlük sağlar.

Akademisyen olunabilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bunun için üniversitenin bir lisans programından dönem uzatmadan mezun olmaz gerekir. Bu koşul en başta istenen koşuldur. Akademisyen olunabilmek için üniversite mezuniyet diplomasının da başarılı ve parlak bir ortalamaya sahip olması gerekmektedir. Tabi üniversitelerin kendi içinde yetiştirdiği eğitimciler de söz konusudur. Okuduğunuz üniversitede iyi bir ortalamanız bulunuyorsa “Formasyon” sayesinde eğitim görevlisi olarak üniversitenin kadrosuna alınabiliyorsunuz.

Akademisyen olarak alınma şartlarından biri de doktora yapmaktır. Bunu kendi üniversiteniz bünyesinde yapıyor olabileceğiniz gibi, mezun olduktan sonra başka bir üniversitede de yapabilirsiniz tabii ki yurtdışında yapılması akademisyenlik hayali içerisinde olan kişiler için önemli bir husustur. Bununla beraber formasyon dışında üniversiteler dışarıdan başvuru yapmanız gerekmektedir. Kadro açığına göre eğitim görevlisi ya da araştırma görevlisi olarak üniversitenin mezun olduğunuz ilgili bölüm ya da alana göre atanırsınız. Bu sayede sizler de akademisyen olarak üniversitelerde görev alabilirsiniz.

Beykent Üniversitesi

Beykent Üniversitesi, Adem Çelik – Beykent Eğitim Vakfı tarafından 1997 yılında kurulmuş bir vakıf üniversitesidir. 1997-1998 akademik yılında eğitim-öğretime başlamıştır.

Beykent Üniversitesi kontenjanın 80%’i burslardan oluşmaktadır. Beykent Üniversitesi’nin 25%, 50% ve tam burslu programlarına yerleştirilen öğrencilerine sağlanan burslar karşılıksız olup, başarı durumuna bakılmaksızın öğrenim hayatı boyunca devam eder. Ayrıca LYS’de alanında başarılı olan, sıralamaya giren öğrencilere yönelik bursları da bulunmaktadır.

Beykent Üniversitesi Ayazağa Yerleşkesi ve Beylikdüzü Yerleşkesi Konukevleri öğrencilerin hizmetine sunulmuş durumda.

Kayıt dönemlerinde ne yazık ki genelde tüm üniversitelerimizin en büyük sorumsuzluğu olan öğrenci işlerinin telefona bakmaması geleneği burada da mevcut. O telefonu arayana kadar ölün daha iyi. Çünkü zaten sinirden ölmeniz an meselesi.

Üniversite ilgili en dehşet iddia ise, ekşi sözlükte okulla ilgili olumsuzlukları yansıtan öğrencilerden bazısına “yorum yapmaya devam edersen bursunu keseriz” tehdidi.

Tek ders yüzünden mezun olamayıp iki dönem uzatan öğrencilerin şikayetleri ise ayyuka çıkmış durumda. Sorumsuzlukları yetkililerin birbiri üzerine atıp baştan savmaları ise cabası.

2000’li yıllardan 2015’e kadar geçen süreçte üniversitede hiçbir olumlu gelişme olmadığı ve hala o zamanki sıkıntıların devam ettiği yazılıyor.

Sonuç olarak dünya kadar para verip de bu kadar çile çekmeye değer mi düşünmek gerekir.

Ve son yorum ekşi sözlük yazarı “bak ne diycem şimdi” den geliyor.

”Keşke hakkında olumlu birkaç şey yazabileceğim anılar bıraksaydı. Yedi sene bu üniversitede öğretim elemanı olarak çalıştım -akademisyen diyemiyorum eleman diyorum-, hiçbir şey öğrenmedim diyemem çok şey öğrendim. Biri omuzlarımdan tutmuş ve beni yedi sene boyunca hiç uyutmamacasına sarmış gibi hissediyorum. Bir defa tüm birikimimi, hayat enerjimi sildi süpürdü. Kendi isteğimle bu sene ayrıldım. Neresini yazayım, neresini anlatayım bilmiyorum. Eğer hem öğrenci hem de akademisyen olarak kendinizi değersiz, yararsız, itibarsız, haysiyetsiz olarak hissetmek istiyorsanız tam yeri olduğu düşüncesindeyim. Bilmem özetleyebildim mi?

not: Soru sorulmasın, gerçekten hiç uğraşamam. Aha yukarıda yazdım, bu kadar.”

Taktir sizden gençler. J